Kıbrıs'taki Dönüşüm Süreci üzerine...

-
Aa
+
a
a
a

Kıbrıslı Türkler, kararlı adımlarla adadaki büyük değişim sürecinin bilinçli özneleri olarak yol alıyorlar. Adanın yarım yüzyıllık tarihi, tarih bilincine sahip bir toplumun etkin ve zeka ürünü mücadelesiyle demokratikleşiyor, dönüşüme uğruyor.

Kıbrıs sorununun çözümüne dönük oynanan oyun, bugüne dek sürekli eksik hatta yanlış oynandı. Denktaş liderliğindeki Kıbrıs Türk tarafının ayrılıkçı yaklaşımları, sorunun giderek büyümesine ve en önemlisi tarafların siyasi konumunun gölgelenmesine yol açtı. Bu aslında satranç masasına kendinize güvenmeden oturmaktan başka bir şey değildi. Özgüveniniz yüksekse, oyunun tamamını görebilir, masanın karşısında oturanların oynayacağı birkaç hamle sonrasını öngörebilir ve ona göre bir strateji geliştirirsiniz. Denktaş liderliği sürekli olarak görüşmelerden kaçan, oyalayan, kendi halkının gücünü ve değerlerini korumaktan ve oyunun kurallarına uymaktan çok, kuralları bozarak yeniden masaya oturmaya çalışan acemi, oyunbozan, güven vermeyen bir oyuncu olarak algılandı. Doğruydu da bu. Çünkü oyunu kurallarına göre oynamamak sonuçta, Kıbrıs Rum liderliğinin gerçek düşüncesinin anlaşılmasını önledi, gizledi. Aslında Kıbrıs Rum liderliği oyunun stratejisini Denktaş'ın olumsuz yaklaşımı üzerine kurmanın rahatlığındayken oyun bozuldu. Kıbrıs Türk toplumunun yöneticilerini Ankara'nın kuklası olarak gören Kıbrıs Rum egemen anlayışı, Kıbrıs Türk toplumundan yeni bir temsilci, lider ortaya çıktığı ve yeni bir vizyon ortaya koyduğu gün  sarsıldı. Halen de bu sarsıntı devam ediyor. Çünkü her iki toplumun çıkarlarını da gözeten uzlaşmacı bir liderliğin yani Mehmet Ali Talat'ın sürce etkisi ile, oyunun taşları yerli yerine konmaya başladı. Bu durum doğal olarak yeni bir siyasi, diplomatik konumlanma gerektirdi.

            Bugün, Papadopulos başkanlığındaki Kıbrıs Rum toplumu liderliği, bir dönem önce Denktaş'ın oynadığı rolü neredeyse aynen oynayan taraf durumundadır. Yeni bir adım atmaktan korkarak içe kapanan, dünyaya tavır alan ve sürekli siyasi manipülasyonla korkusunun tutsağı olan taraf. Nedenkorkuyor? Kıbrıs Cumhuriyetini kaybetmekten... Cesaretten yoksun bu tavrı sergileyenlerin başında sadece Papadopulos gelmemektedir. Papadopulos, zayıf partisi DİKO ile aslında Kıbrıs Rum toplumunda belirli bir kesimin temsilciliğini yapmaktadır.

Bunlar,Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını savunan ve adadaki olası bir çözümün bu konumdan ödün vermeden gerçekleşmesi gerektiğini savunan toplumsal kesimlerden oluşmaktadır. Ve görüşün en büyük destekçisi 'komünist'  AKEL, Papadopulos'a destek vererek bu toplamın sayısal olarak en büyük, öncü ve etkili kesimini oluşturmaktadır. Bunu artık çok açık bir şekilde biliyoruz. AKEL, hasbelkader zamanında Papadopulos'u desteklemiş ve şimdi de kendisine mecbur kalmış bir parti görüntüsü vermesine rağmen aslında, ortak müştereklerde buluşarak Kıbrıs Rum egemen siyasi söylemini ve duruşunu üreten ideolojinin merkezidir. Papadopulos olsa olsa önde durandır, görünendir.  AKEL'in Annan Planı'na dayalı bir çözüm modeli üzerine bugüne dek ifade ettiği argümanların zayıf tonu işte buradan kaynaklanmaktadır.   

Ancak tam da bu noktadaki tarihsel hatası, Kıbrıs Rum milliyetçilerine kendi çözüm yanlısı görüntüleri ardına saklanacak bir zemin yaratmış olmasıdır.

            Kıbrıs Türk toplumunun demoktarikleşme süreci, Kıbrıs oyununun kurallarını yeniden tesis edecektir. Kıbrıs sorunu kısa zamandaçözümlenmese de Kuzeydeki dönüşüm süreci Güneyi de sarsacak niteliktedir. Temel hedef Kıbrıs'ta barışa ulaşmak olunca elbette dönüşümün dinamiği de bu hedef bağlamında şekillenmektedir.

            Günümüzde, toplumsal dönüşümlerin aniden ve belli bir altüst oluşla gerçekleşmesini beklemek, fazla romantik olur. Bir şeyin bitmesi ile başlaması, yerleşmesi;yıkılması ile kurulması arasındaki süre beklentimizden, heyecanların karşılığından uzun sürebilir. Kuzey Kıbrıs'ta statüko dediğimiz (ki bunun salt bir yönetim değişikliği olmadığının kesinlikle bilincinde olunmalı) siyasi yapının yıkılması sadece genel seçimlere veya Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde elde edilecek sonuçlara da indirgenemez. Ancak bu tesbit, Kıbrıslı Türk toplumunun barış yönünde yükselen siyasi iradesini ve bunun sandığayansıyan sonuçlarını kesinlikle gölgeleyemez.

Büyük dönüşüm sürecinin ilk adımları atıldı ve statüko, çözümle birlikte sona erecek Kuzey'de de Güney'de de.

Şubat genel seçimlerinde her iki kişiden birinin oyunu alma başarısı, CTP'nin gerçekçi siyasi stratejisinin bir sonucu ve toplumun güven veren siyasi güçte buluşmasının bir göstergesi olmuştur. Bu sonucu elde etmekten, yani toplumun tek adreste çözüm için buluşma kararını vermesinden daha önemlisi, bu kararlılığı sürekli kılacak sağlıklı ilişkinin ve toplum yönetimin, katılımcılık ilkesi gözetilerek sürdürülmesidir. Başarının esasını bu süreklilik oluşturacaktır.

            Bu noktada bugünden yarına; yani Kuzey Kıbrıs'ta varolan siyasi ve ekonomik yapı üzerinde şekillenmiş ilişkilerin adım adım yeniden oluşturulmasından, yeni dönemde dünya ile tam entegre olana, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüme ulaşana dek hükümet icraatlarının aynı toplumsal bütünlük anlayışı ile hayata geçirilmesi gerekecektir.